TÜRKİYE'NİN OTOMOBİLİ 2020'DE EN ÖNEMLİ KÜRESEL MARKALARIMIZDAN BİRİ OLACAK

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı ve Türkiye'nin Otomobili Girişim Grubu (TOGG) Yönetim Kurulu Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin Otomobili'nin 2020'de ülkenin en önemli küresel markalarından biri olacağını belirterek, "Marka lansmanımızı gerçekleştireceğiz. 2021'de fabrikamızı tamamlayıp, açılışını yapacağız. 2022'de de inşallah ilk aracımız banttan çıkmış olacak." dedi.​ TOGG'un Türkiye'nin Otomobili'nin tanıtıldığı "Yeniliğe Yolculuk Buluşması" ve Bilişim Vadisi Resmi Açılış Töreni, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, kabine üyeleri, sivil toplum kuruluşlarıyla sektör temsilcilerinin de aralarında bulunduğu çok sayıda davetlinin katılımıyla Gebze'de gerçekleşti. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ve TOGG Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, buradaki konuşmasında, Türkiye'yi yarım asırlık hayaline kavuşturacak dev bir adım atıldığını dile getirerek, "2017'de TOBB Genel Kurulu'nda, Sayın Cumhurbaşkanımız bize bir çağrı yapmış ve bu işi bizim üstlenmemizi istemişti. Biz de yola çıktık ve babayiğitlerimizi bir araya getirdik. Rabbimize şükürler olsun, verdiğimiz sözün arkasındayız. Bu vatanın bir evladı olarak gurur duyuyorum. Bu işi başaran Türk özel sektörü adına şeref duyuyorum." ifadelerini kullandı. Hisarcıklıoğlu, otomotiv sektörünün kabuk değiştirdiğini ve Türkiye için yeni bir fırsat penceresi açıldığını belirterek, ülkenin 1960'larda bu fırsatı kaçırdığını ve Devrim arabasına sahip çıkamadığını söyledi. Rifat Hisarcıklıoğlu, 2017 yılının Mayıs ayında Cumhurbaşkanı Erdoğan'a söz verdiklerini yineleyerek şöyle devam etti: "(Taşın altına elimizi koyarız.) dedik, dalga geçtiler. 2017 Kasım'da ortak girişimimizi kurduk, inanmadılar. 2018 Haziran'da şirketimizi kurduk, güldüler ama pes etmedik, çalışmaya devam ettik. Biliyoruz, daha yolumuz uzun ama bakın, bugün buradayız. Türk özel sektörünün birikimi, enerjisi, vatan sevgisi bu salonda. Niye "Türkiye'nin Otomobili" diyoruz biliyor musunuz? Çünkü bu 82 milyonun otomobili." Hisarcıklıoğlu, kendi patentleri için yabancı mühendisleri çalıştıracaklarını belirterek, 15 yılda en az 22 milyar lira tutarında yatırım yapacaklarını bildirdi. Otomobilin sadece Türkiye'de üretilmeyeceğine dikkati çeken Hisarcıklıoğlu, "Markası, patenti, tasarımı bizim olacak. Lisans almayacağız, lisans satacağız. Montaj yapmayacağız, montaj yaptıracağız. Başkasının patenti için çalışmayacağız." diye konuştu. Hisarcıklıoğlu, TOGG ortakları olarak en az 3,5 milyar lira (500 milyon avro) sermaye taahhüdü vereceklerini, çok büyük bir özveri göstererek, 15 yıllık yatırım döneminde şirketten hiç temettü almayacaklarını söyledi. -"Ezberleri bozacağız" 4 bin 300'ü doğrudan olmak üzere yan sanayisiyle 20 bin ilave istihdam sağlayacaklarını belirterek, "Rakamlar büyük çünkü hedefimiz büyük. Allah'ın izni, milletimizin inancı, Cumhurbaşkanımızın da liderliğinde ve destekleriyle, biz bu işi başaracağız. 2020'de en önemli küresel markalarımızdan biri olacak, marka lansmanımızı gerçekleştireceğiz. 2021'de fabrikamızı tamamlayıp açılışını yapacağız. 2022'de de inşallah ilk aracımız banttan çıkmış olacak. Ezberleri bozmak kolay değil ama bizler ezber bozmak için buradayız ve ezberleri bozacağız." dedi. Türkiye'nin Otomobili ile 4 alanda daha devrim yaptıklarını dile getiren Hisarcıklıoğlu, bunlardan ilki ve belki de en önemlisinin iş birliği modeli olduğunu belirtti. Kendilerine hep "Türkler ortaklık kuramaz, yürütemez" denildiğini aktaran Hisarcıklıoğlu, "Ama farklı fikirden, farklı sektörlerden babayiğitleri aynı masaya topladık. "Küçük olsun, benim olsun." demedik. "Büyük olsun, hepimizin olsun." dedik." ifadesini kullandı. İkinci devrimin beyin göçünü tersine çevirmek olduğunu söyleyen Hisarcıklıoğlu, yıllardır Türkiye'deki nitelikli çalışanlar ve mühendislerin yurt dışına gittiğini, TOGG'un, dünyanın en başarılı Türk yöneticilerinden Gürcan Karakaş'ı Türkiye'ye getirerek, projenin başına geçirdiğini, dünyanın dört bir yanından Türk, Alman, Brezilyalı, Amerikalı, Asyalı 100'lerce beyni, Bilişim Vadisi'ne toplamaya başladıklarını bildirdi. Hisarcıklıoğlu, üçüncü devrim olarak, ilk defa dünyada teknolojide başa oynadıklarını vurgulayarak şunları kaydetti: "Şimdi elektrikli araba yapıyoruz. Hem de bugün Amerika'da, Avrupa'da, Çin'de ne yapılıyorsa aynısını, onlarla aynı zamanda yapıyoruz. Dünyada dizel araçlar yasaklanırken, küresel ölçekte temiz ve çevreci bir ürün geliştiriyoruz. Son değişim de sanayi politikasında gerçekleştirildi. Eskiden devlet teşvik verirdi, yatırımcıyı beklerdi. Artık devlet hedef veriyor. Atılacak adımları, verilecek destekleri kamu-özel sektör birlikte belirliyor. Avrupa Birliği ve Çin, 2020 sonrası tüm sanayi stratejilerini bunun üzerine kurdu. Bu çalışma biçimini, savunma sanayisi dışında ilk defa bu projede uyguladık. " - "Yeni bir meydan okuma" "Türkiye'nin Otomobili"nin sadece yerli marka araba üretmek anlamına gelmediğini söyleyen Hisarcıklıoğlu, "Bir otomobilden daha fazlasıdır, teknolojik dönüşümdür, dijital ekonomiye geçiştir, tek başına 20 bin ilave istihdamdır, 7,5 milyar dolar daha az cari açıktır, gayri safi milli hasılaya 50 milyar dolar katkıdır. Yani Türkiye'nin Otomobili yeni bir meydan okumadır." dedi. Hisarcıklıoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın verdiği desteğe işaret ederek, "Başta Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Mustafa Varank ile Hazine ve Maliye Bakanımız Berat Albayrak olmak üzere, önceki dönem birlikte çalıştığımız Faruk Özlü Bakanımız, bakan yardımcılarımız ve bürokratlarımız, bu projeye inandı, tam destek verdiler." diye konuştu. Bu işe inandıklarını vurgulayan Hisarcıklıoğlu, şunları ifade etti: "Taşın altına elimizi, gövdemizi koyduk. Bu daha başlangıç, yolumuz uzun. Türk girişimcisi olarak daha büyük hedeflerin peşindeyiz. İcat çıkaran, teknoloji ihraç eden bir Türkiye. Eski köye yeni adet getiren bir Türkiye. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün bize hedef gösterdiği, muasır medeniyetler seviyesini yakalayan bir Türkiye. Allah Türkiye'nin Otomobili'nin tekerine taş değirmesin." Hisarcıklıoğlu, TOGG ortakları olan babayiğitleri de sahneye çağırdı. Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Nazif Zorlu, Hisarcıklıoğlu'nun Türkiye'nin Otomobili yatırımı için yaptığı daveti hatırlatarak, "(Var mısınız?) dedi. Biz de 'Ülkemiz için varız, var olmaya da devam edeceğiz.' dedik." ifadesini kullandı. Turkcell Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Akça da Türkiye'nin Otomobili'nin hayırlı olmasını diledi. Anadolu Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan "Grup olarak Türkiye'nin Otomobili'nin bir parçası olmaktan büyük mutluluk, onur duyuyoruz. Büyük bir cesaretle yola çıktık, önemli bir aşama kaydettik. İnşallah 2 sene sonra üretimimizi tamamlayıp ilk ürünümüzü piyasaya verdiğimizde hep beraber bu mutluluğu yaşayacağız." dedi. BMC Yönetim Kurulu Üyesi Talip Öztürk de firma olarak TOGG'a her zaman tam destek vereceklerini kaydetti. TOGG'un Türkiye'nin Otomobili'nin tanıtıldığı "Yeniliğe Yolculuk Buluşması" ve Bilişim Vadisi Resmi Açılış Törenine Zile Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Necati Bice katılım sağladı. 27/12/2019




E-FATURA VE E-DEFTER UYGULAMALARI HAKKINDA BİLGİLENDİRME SEMİNERİ GERÇEKLEŞTİRİLDİ

Vergi Dairesi Müdürü Ali Ulvi Yüksel ile Hızlı Bilişim A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Murat Yıldırım’ın sunumlarını yaptığı seminere çok sayıda muhasebeci ve oda üyesi katıldı. Seminerin açılış konuşmasını yapan Yönetim Kurulu Başkanı Necati Bice; “Yeni Türk Ticaret Kanununun ve AB normlarının ticari hayatımızda daha fazla yer almasıyla birlikte, çok daha rahat işleyebilecek sistemler oluşmaya başladı.” dedi. “Ayrıca bu uygulamalar sayesinde, kâğıt ortamından dijitale taşınan işler, kırtasiye masrafı minimum düzeye indireceği gibi yapılan işlemler de büyük oranda hızlanacağını dile getiren Başkan Bice, örneğin, bu elektronik uygulamalardan biri olan, E- İmza sayesinde şirket kurulumu, bilgi güncelleme, şirket birleştirme, unvan değişikliği, iflas başvuruları, genel kurul bildirimlerinin yapılması, onaylanması, arşivlenmesi, çeşitli lisans başvuruları, mali destek ve teşvik başvuruları, çalışan SGK kayıtları vergi beyan ve ödemeleri gibi işlemleri online ortamda yapılabileceklerini” ifade etti. Vergi Dairesi Müdürü Ali Ulvi Yüksel’in yaptığı sunumda; E-Faturanın ne olduğunu, bunun yasal dayanaklarını, E- Fatura başvurusunun nasıl yapıldığını ve E-Faturada mali mühür ve elektronik İmza gibi konulara açıklık getirdi. “Özellikle kayıt dışı ekonominin azaltılması ve uluslararası ekonomik entegrasyonun hızlanması bakımından e-faturanın büyük etkileri olacağının, ancak zorunluluk kapsamındaki işletmelerin de sisteme geçiş maliyetlerinin yüksekliği ve takvim sıkışıklığı ile ilgili ciddi kaygılar olduğunu ifade etti.  Bu kaygıların giderildiği bir geçiş süreci ile e-fatura uygulaması ülkemizdeki birçok ekonomik ve mali parametrenin olumlu etkileneceğini ifade eden Vergi Dairesi Müdürü Ali Ulvi Yüksel, bu kolaylıkların yanı sıra iş dünyasına, iş adamlarına ve mali müşavirlere ciddi yükler getireceğinin ve cezai yaptırımlar olabileceğini” belirtti. Seminer; Soru cevap bölümünde Hızlı Bilişim A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Murat Yıldırım’a sorulan soruların cevaplandırılmasıyla toplantı sona erdi.19.12.2019




ZİLE MERMERİ TESCİL YOLUNDA

          Zile’de yoğun olarak bulunan ve kendine ait özellikleri ile farklılaşan mermer rezervlerimizin, Coğrafi İşaretli ürün olarak tescil edilmesi için başvurular Türk Patent ve Marka Kurumu’na gönderildi. Zile TSO Yönetim Kurulu Başkanı Necati Bice yaptığı açıklamada “Zile TSO olarak bölgemizde bulunan her ürünün kıymetli olduğuna inandık. Bölgede ciddi şekilde bir mermer rezervimiz ve Odamıza kayıtlı pek çok ocak, bu iş ile iştigal eden üyelerimiz var. Taşıma su ile değirmen dönmediği için, bölgede var olan değerleri ön plana çıkarmamız gerekiyor. Bu yıl rotamızı mermer sektörü olarak belirledik. Geçen yıl da Zile Kömesi’nin coğrafi işaretini almıştık ve KOSGEB Başkanlığı’ndan aldığımız destekler ile 2018 yılı, bizim için Zile Kömesi yılı olmuştu. 2019 yılı çalışmalarımız da, mermer sektörü üzerinden devam ediyor. İlk olarak Nisan 2019’da Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı’ndan “Zile Antik Roma Beji Sektör ve Hedef Pazar Analizi & Dış Ticaret Atölyesi” isimli projemiz ile destek aldık. Geçirdiğimiz süreçte; maden ocaklarımızı ve mermer işi ile iştigal eden üyelerimizi ziyaret ederek saha çalışmalarını tamamladık. Önümüzdeki günlerde raporlamalarımız tamamlanacak ve yine bu süreç ile bağlantılı eğitimlerimiz de olacak. 2019 ve 2020 yılları Zile Mermeri’nin yılı olsun istiyoruz. Bu amaçla, Türk Patent ve Marka Kurumu’na da Coğrafi İşaret Tescili için gerekli başvurularımızı yaptık. Tüm çalışmalarımızın ve tescil başvurumuzun hayırlara vesile olmasını diliyorum” Dedi. 10.12.2019


TÜRK-ALMAN TİCARET VE SANAYİ ODASI TATSO GENEL KURULU

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Berlin’de gerçekleştirilen Türk-Alman Ticaret ve Sanayi Odası (TATSO) 14. Genel Kurulu’na katıldı.​ Hisarcıklıoğlu, Türk-Alman dostluğunun uzun bir tarihi geçmişi olduğunu ve bu dostluğun tarih boyunca çok ciddi meydan okumalara karşı koyduğunu söyledi.  "Dostluğumuzun temelleri çok sağlamdır. Bu sağlam temeller, iş dünyası olarak bize, gelecekte ikili düzeyde, Ortadoğu, Orta Asya, Avrupa ve genel anlamda dünyada geniş birlikte çalışma alanları sunmaktadır." diyen Hisarcıklıoğlu, "Günlük, güncel ve konjonktürel gelişmeler, ilişkilerimizin sağlamlığına zarar veremez.” yorumunu yaptı.  İki ülke arasındaki ilişkilerin iktisadi boyutunun sağlam temele oturduğunu vurgulayan Hisarcıklıoğlu, Almanya'nın, Türkiye'nin en önemli ticaret ortağı konumunda bulunduğunu ve   Türkiye’deki en önemli yatırımcı ülke olduğunu ifade etti. Hisarcıklıoğlu, Almanya’da yaşayan Türkiye kökenli insanların iki ülke arasında köprü görevini yerine getirdiklerine işaret ederek, “Onların, Alman toplumuna ve Alman ekonomisine entegre olmasıyla da gurur duymaktayız. Almanya’da 80 bin Türk girişimci, yıllık 50 milyar avro ciro yapmakta ve 500 bin istihdam sağlamakta.” diye konuştu. - “Kazan-Kazan noktasında en önemli projelerinden birisi olacak”             Türkiye’de 7 bin Alman firmasının faaliyet göstererek 120 bin kişiye istihdam sağladığını bildiren Hisarcıklıoğlu, “Türkiye’de Almanya'nın yatırımı 10 milyar avro civarında. Almanya'nın dış yatırımının 700 milyar avro olduğunu düşünürsek bugün bize gelen bunun sadece yüzde 1’idir. Bundan da şikayetçiyiz. Demek ki alacağımız çok mesafe var.” değerlendirmesinde bulundu. Bugün Türkiye’ye yatırım yapanların yarının kazananları olacağını vurgulayan Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti: “Buradan Volkswagen’e bir çağrıda bulunmak istiyorum; bakınız Japonlar sıfır üretim hatasıyla araba üretme noktasında dünyada marka ülke. Toyota’nın Türkiye’de fabrikası var. Toyota’nın dünyadaki bütün fabrikalarında mukayese ettiğiniz zaman tek bir ülkedeki yaptığı üretim sıfır üretim hatasıyla. Oda Sakarya'daki, Türkiye’deki yapmış olduğu yatırım. Japonya’da bile hatalı araba üretiyorlar, Türkiye’deki üretilen ürün sıfır hata ile çıkıyor. Bu Türk işçisinin, Türk teknisyeninin de becerisini göstermektedir. Aynı zamanda dünyadaki bütün Ford fabrikaları içinde en verimli fabrika Kocaeli'ndeki Ford’un yatırımıdır. Volkswagen, Türkiye’ye yatırım kararı vermişti, politik nedenlerden dolayı herhalde askıda. Eğer Volkswagen Türkiye’ye yatırım yaparsa, hem Volkswagen, hem Almanya hem de Türkiye kazanacak. Kazan-kazan noktasında en önemli projelerinden birisi olacak. İnşallah bizler bu yılın sonunda nihai kararın olumlu çıkmasını bekliyoruz. Bu kapsamda buradan değerli dostlarımızın desteklerinizi de bekliyoruz.” - “Türkiye, Avrupa’ya büyük bir mülteci dalgasını önledi” Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin Barış Pınarı harekatının Suriye'nin kuzeyini terör örgütlerinden temizlemek üzere yapıldığının altını çizerek, "82 milyonu rahatsız eden terör örgütlerinin sınırlarımızdan öteye atılması önemliydi. Hem bölge halkının huzuru ve refahı hem Türkiye'nin güvenliği için şarttı.  Aynı zamanda olası bir mülteci akınının önüne geçti. Yoksa hem Türkiye’ye hem de Avrupa’ya milyonlara ulaşacak yeni ve büyük bir mülteci dalgası başlayacaktı. Biz bunu da önledik, Dolayısıyla, Almanya ve dostlarımızın bunu görmelerini ve desteklerini bekliyoruz.” dedi. Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) katılım süreci, AB ile Türkiye arasındaki Suriyeli sığınmacılar konusunda varılan mutabakat, Türk vatandaşlarına uygulanan vizelerin kaldırılması ve Gümrük Birliği'nin güncellenmesi gibi temel konularda, Almanya'nın liderliği ve desteği belirleyici olduğunu anlatan Hisarcıklıoğlu, sözlerini şöyle tamamladı: "Bu alanlar, Türkiye'nin, Almanya'nın, hatta AB'nin ortak değerlerine dayalıdır, ortak menfaatlerine dayalıdır. Bu çerçevede, Almanya'nın bu alanlardaki liderliği ve desteği son derece önemli. Bizler Almanya ile iktisadi ilişkilerimizi artırmak istiyoruz. Türkiye’de çok geniş bir iş adamı heyetiyle ve ülkemizin önde gelen oda ve borsa başkanlarıyla buraya gelmemizin nedeni de budur. Hem bu ziyaretlerin, hem de ikili odalarımızın, aramızdaki ilişkileri daha ileri noktalara taşıyacağına inanıyoruz.” -Diğer konuşmacılar Türkiye'nin Berlin Büyükelçisi Ali Kemal Aydın da Türkiye ve Almanya’nın tarihi dostluğunu hatırlatarak, iki ülkenin coğrafi konumları, tarihi bağları ve ekonomik gelişimleri nedeniyle çıkarlarının karşılıklı olarak her zaman ticaret ve yatırımlar alanında yakın iş birliğini gerektirdiğini anlattı.  Aydın, çok taraflılığa ve ticaret özgürlüğüne dayalı uluslararası sistemde her iki ülkenin ekonomilerini ve ihracatlarını büyüttüklerini anlatarak, şöyle devam etti: “Bugün kurallara dayalı çok taraflı sistemin karşı karşıya olduğu korunmacı sınamalar, Almanya ve Türkiye gibi refahları dış ticarete ve yatırımlara bağlı ekonomilerin geleceği üzerinde endişelere yol açmaktadır. Bu ortamda bir yandan uluslararası planda çok taraflılığı güçlü şekilde savunurken, diğer taraftan ikili düzeyde ve AB-Türkiye arasında kesintiye uğrayan entegrasyonun derinleştirilmesine yeniden ivme kazandırılması önem kazanmaktadır. Medyanın günlük başlıklarının ötesine bakabilmek, hamlelerimizi miyoplukla değil dürbünle bakarak yapmak yararlıdır. Bu noktada iki ülkenin ekonomi bürokrasisine ve ticaret kurumlarına önemli bir rol düştüğüne inanıyorum.” Refahın korunması ve geliştirilmesinde kurumların ve kurumsallaşmanın öneminin büyük olduğunu anlatan Büyükelçi Aydın, TD-IHK’nın da her iki ülkenin de geleceği ve refahı için önem arz eden Türk-Alman ticaret ve yatırım ilişkilerinin gücünü korumasında ve kurumsallaşmasında önemli bir oyuncu olduğunu ifade etti. Aydın, bir dizi görüş ayrılığına rağmen Türkiye ve Almanya ortaklığı ve iş birliği çerçevesinde büyük bir potansiyelin var olduğunu belirterek, “ Yeter ki birbirimizi daha iyi tanıyıp birbirimizi daha iyi anlayalım. Yeter ki birbirimizle aynı göz hizasında ilişki kurup ve geliştirmeyi becerelim. Ben yapılacak işlerin çok olduğunu düşünüyorum. İçinden geçmekte olduğumuz sıkıntı dönemini de geride bırakacağımıza inanıyorum. Bunun içinde her iki tarafın da iyi niyetli elinden geleni yaptığını bilmenizi istiyorum.” yorumunu yaptı. Büyükelçi Aydın, iki ülke arasındaki sosyal bağlara değinerek, “Almanya ve Türkiye arasında 100’ye yakın kardeş şehir ilişkisi var. Bu konuda uygun fırsatlar mevcut. Hem büyükelçilik ve hem de 13 konsolosluğumuz sizlerle işbirliğine hazır.” diye konuştu.             - Üç aşamalı iş birliği Türk-Alman Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Rolf König de Türkiye’ye yatırım yapanın kazandığını belirterek, 1989’da Türkiye’de yaptıkları yatırımdan çok az ciro elde ederken bugün bu cironun 380 milyon avroya ulaştığını kaydetti. König, “1989’da yatırım amaçlı Türkiye'ye gittiğimizde, Almanlar niye gittiniz, ucuz iş gücü için mi gittiniz diye sordular. Almanlar bizi anlamamışlardı o zamanlar. Biz üç aşamalı bir stratejik hedefle Türkiye'de yatırım yaptık. İlk 5 yıl sadece Türkiye pazarı için ürettik. İkinci aşama olarak ülkedeki işletmelerimiz başka ülkelere ihraç etmeye başladı. Üçüncü aşama olarak da Türkiye'deki işletmelerimiz başka ülkelerde şirketler kurmaya başladı. Biz Türkiye'deki bu potansiyeli biliyorduk. Türkiye’de yatırım yapan kazanır. Türkiye’ye yatırıma devam edeceğiz. Artı değeri artırmak için yeni ürünler üretmek için çalışmalıyız. Türkiye’nin heyecanlı ve genç nüfusuyla bunu başaracağız" yorumunu yaptı.  Türk Alman dostluğu için siyaseti konuşmadıklarının altını çizen König,  “Bu iki ülkenin yararına siyaset değiş iş yaptık.” dedi. König, 301 madencinin hayatını kaybettiği Soma’da çimento fabrikası kurduklarını bildirerek şöyle devam etti: “Dayanışma için Soma’ya gittik. Belediye başkanı bana çimento fabrikası projesi gösterdi. Fransızlar yapacaktı fakat yapmadı. Arkadaşlarımı 3 gün sonra Soma’ya gönderdim. Arsa aldık. Ve çimento fabrikasını kurduk. Türkiye’de yatırım yapan kazanır. Türkiye’ye yatırımı devam edeceğiz. Artı değeri artırmak için yeni ürünler üretmek için çalışmalıyız. Türkiye'nin heyecanlı ve genç nüfusuyla bunu başaracağız.” ifadesini kullandı. - Türkiye olmazsa olmaz Eski Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkan Yardımcısı Günter Verheugen ise 2004’te AB’nin genişleme süreci sonuç raporunda, Türkiye'nin üyelik süreci görüşmelerinin devam ettirilmesini tavsiye ettiğini hatırlatarak, “15 yıl sonra bugün eğer Türk- Alman ilişkilerini düşündüğümüzde, Türkiye hiç şüphesiz ekonomik ve kültürel olarak Avrupa'nın vazgeçilmez bir parçasıdır.  Hiç şüphesiz Batı ittifakının bir parçasıdır. Türkiye olmadan birliğin geleceği yok.” dedi. Verheugen, Türkiye ne yaparsa yapsın her zaman haksız olarak görüldüğünü vurgulayarak, Türkiye'nin güvenlik konusundaki endişeleri yeterince anlaşılmadığını kaydetti. Türkiye’nin AB’ye üyelik yolunun kesilmesinin sorumlusunun Türkiye olmadığını vurgulayan Verheugen, “Buna neden olanlar hangi tarihi sorumluluğu üstlenmiş olduğunu iyi düşünmeliler. Zorluklarla karşı karşıyayız bunları ancak birlikte aşabiliriz. Türkiye AB’ye mutlaka üye olmalıdır çünkü Türkiye’ye ihtiyacımız var.” ifadesini kullandı. Eski AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Verheugen, Almanya- Türkiye arasındaki ilişkilerde büyük bir potansiyel olduğunu vurgulayarak, “Türkiye’de nereye giderseniz gidin Almanya'yı seven ve tanıyan insanlarla tanışırsınız. Bunu görmek çok güzel.”diye konuştu. - "Canlanma sürecinin tamamlanması gerekir" Almanya Ekonomi ve Enerji Bakanlığı’nın eski Türkiye sorumlusu müsteşarı Wittke de etkinlikte söz alarak, Almanya ve Türkiye arasında geçen yıl ilişkilerin daha iyiye gitmesi için başlatılan sürecin devam etmesi gerektiğini söyledi. Wittke, “Almanya Ekonomi ve Enerji Bakanı ile geçen yıl Ankara ziyaretimizde başlattığımız süreç halen tamamlanmadı. Almanya ve Türkiye arasındaki bu sürecin tamamlanması gerekir. İki ülke arasında yeni bir canlanma ihtiyacı vardı. Bu süreç kesinlikle kesintiye uğramaması gerekir.” diye konuştu. Almanya’da 3,5 milyon Türkiye kökenli insanın yaşadığını hatırlatan Wittke, “Bunlar iki ülke arasında köprü kurmaktadır. Buna bütün gücümüzle burada katkıda bulunmak istiyoruz. Hükümetler gelir geçer kalıcı olan ve köprüleri kuran insanlardır. İlişkileri siyasetçilere bırakmayın. Ön yargılarınız yıkılması için köprüleri kuran insanlara ihtiyacımız var.” değerlendirmesinde bulundu. Türk - Alman Ticaret ve Sanayi Odası (TATSO) 14. Olağan Genel Kurulu’na Zile Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Necati Bice katıldı. 29.11.2019